0

Mirastan Mal Kaçırma Davası (Muris Muvazaası)

Mirastan mal kaçırma davası, halk arasında “muris muvazaası” olarak bilinir. Bu dava, mirasçıların haklarının korunması amacıyla açılan bir tür davadır. Miras bırakanın ölmeden önce, malvarlığını hukuken geçersiz yollarla el değiştirmesi durumunda açılan bir davaya muris muvazaası denir. Bu dava, miras bırakanın ölümünden sonra, mirasçıların haklarını korumak amacıyla açılabileceği gibi, miras bırakanın hayatta iken de açılabilir.

Mirastan mal kaçırma davası, Türk Medeni Kanunu’nun 549. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, mirasçılar, miras bırakanın hayatta iken veya ölümünden sonra, miras bırakanın el değiştirdiği malvarlığı değerinin kendisine veya başka bir kişiye kazandırıldığı hallerde, muris muvazaası davası açabilirler.

Muris muvazaası davası, miras bırakanın, malvarlığına hakim olmaya devam edeceği bir sözleşme yaparak veya malvarlığını başka bir kişiye devrederek, gerçekten de malvarlığından vazgeçtiği kabul edilemez durumlarda açılabilir. Bu durumlarda, miras bırakanın gerçekten malvarlığından vazgeçtiği kabul edilebilmesi için, sözleşme veya devir işleminin gerçekten de bağımsız bir irade ile yapılmış olması gerekmektedir.

Muris muvazaası davası, miras bırakanın malvarlığına hakim olmaya devam ettiği bir sözleşme veya devir işleminin gerçekleştirildiği durumlarda açılabilir. Bu işlemler, miras bırakanın gerçekten de malvarlığından vazgeçtiği kabul edilemez durumlarda gerçekleştirilmişse, bu işlemler hukuken geçersiz sayılabilir.

Muris muvazaası davası, miras bırakanın ölmeden önceki son yıllarında, malvarlığından vazgeçme işlemlerinin yapıldığı durumlarda sıkça açılmaktadır. Bu nedenle, miras bırakanın son yıllarında yaptığı malvarlığı işlemlerinin dikkatli bir şekilde incelenmesi gerekmektedir. Bu işlemler, miras bırakanın ölümünden önce yapılmış olsa bile, mirasçıların haklarının korunması amacıyla muris muvazaası davası açılabilir.

Muris muvazaası davası, miras bırakanın ölümünden sonra açılabileceği gibi, miras bırakanın hayatta iken de açılabilir. Ancak, miras bırakan

hayatta iken muris muvazaası davası açılması durumunda, davacıların bu işlemin gerçekleştirildiği sırada var olan şartların hukuka uygun olduğunu ispatlamaları gerekir. Eğer davacılar bu şartları ispat edebilirlerse, muris muvazaası davası kabul edilebilir ve işlemler hukuken geçersiz sayılabilir.

Muris muvazaası davasının amaçlarından biri, miras bırakanın mirasçılara kasten haksızlık yapmasını önlemektir. Miras bırakanın hayatta iken malvarlığı işlemlerinin gerçekten bağımsız bir irade ile yapılıp yapılmadığının araştırılması, bu amaçla açılan davaların sonuçları açısından oldukça önemlidir.

Muris muvazaası davası, miras bırakanın malvarlığından vazgeçme işlemlerinin gerçekten de bağımsız bir irade ile yapılmadığı durumlarda açılabilir. Bu işlemler, miras bırakanın ölümünden önce veya sonra gerçekleştirilmiş olsa da, mirasçıların haklarının korunması açısından son derece önemlidir.

Sonuç olarak, mirastan mal kaçırma davası olarak bilinen muris muvazaası davası, miras bırakanın malvarlığından vazgeçme işlemlerinin gerçekten de bağımsız bir irade ile yapılmadığı durumlarda açılan bir davadır. Bu dava, mirasçıların haklarının korunması amacıyla açılmaktadır. Miras bırakanın hayatta iken veya ölümünden sonra açılabilecek olan bu davada, davacıların işlemin gerçekten bağımsız bir irade ile yapılmadığını ispatlamaları gerekmektedir. Muris muvazaası davası sonucunda, işlemlerin hukuken geçersiz sayılması durumu söz konusu olabilir.